Açıklama:
Yanıt Açıklaması: A şıkkı yanlıştır. Taraf ehliyeti ve dava ehliyeti, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı (husumet) dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. B şıkkı yanlıştır. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif taraf sıfatından, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilmektedir. C şıkkı doğrudur. bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usûl hukuku sorunu olmayıp dava konusu olan sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddî hukuk sorunudur. D şıkkı yanlıştır. Taraf sıfatı dava şartı değildir. Bir kimsenin hak sahibi olup olmadığı, davanın esasına girilerek tesbit edilebilmektedir. Bu durumda ise dava, esastan kabul veya reddedilmektedir. Oysa, dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen hususlardır. Ancak, taraf sıfatı bir itiraz olduğundan, mahkeme diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden dikkate alması gerekir. E şıkkı yanlıştır. İdarî yargılama hukuku, bu bağlamda vergi yargılaması hukukunda bir kimsenin açtığı davanın görülebilmesi için, sübjektif ehliyet de denen menfaat ilişkisinin bulunması gerekmektedir. Menfaat ilişkisi, taraf sıfatının (husumet ehliyeti) dayanağını oluşturmaktadır. Özel hukukta taraf sıfatına sahip olabilmek için, dava konusu edilen sübjektif hakkın mâliki/sahibi olmak gerektiği gibi vergi yargılaması hukukunda da taraf sıfatına sahip olmak için, dava konusu işlem ve/ya da eylem ile menfaatinin ihlâl ve/ya da hakkının muhtel olması aranmaktadır.