Açıklama:
Yanıt Açıklaması: 1982 Anayasası’ndaki formülün, idarenin kanuniliği ilkesini ortadan kaldırmış olduğu iddia edilemez. Yürütmenin aynı zamanda bir görev olma niteliği, 1982 Anayasası’nda da devam etmektedir. Dolayısıyla, kanuni bir düzenlemenin mevcut olduğu her yerde, idarenin bu kanunu uygulama görevi de vardır. Kaldı ki Anayasa’nın idareye ilişkin birçok maddelerinde kanuni düzenlemeden bahsedilmiş olması, yürütme organının bu alanlarda asli bir düzenleme yetkisine sahip olmadığı anlamına gelmektedir. Anayasa Mahkemesi’ne göre, yürütmeye bir yetki olma gücünü veren esaslar, Anayasanın muhtelif maddelerine serpiştirilmiş durumdadır. Anayasa Mahkemesi, yürütmenin bir yetki oluşunu, Anayasanın 73., 121., 122. ve 167. maddelerinde düzenlenen ayrık (istisnaî) durumlarla sınırlı görmektedir. Mahkemeye göre bu durumlar dışında, “yürütmenin, tüzük ve yönetmelik çıkarmak gibi klasik düzenleme yetkisi, idarenin kanuniliği ilkesi çerçevesinde sınırlı ve tamamlayıcı bir yetki durumundadır. Bu bakımdan Anayasada ifadesini bulan yukarıdaki ayrık haller dışında, yasalarla düzenlenmemiş bir alanda yürütmenin sübjektif hakları etkileyen bir kural koyma yetkisi bulunmamaktadır. Yasa ile yetkili kılınmış olması da sonuca etkili değildir”. Şu halde Anayasa Mahkemesi’ne göre yürütmenin, Anayasada belirtilen istisnaî haller dışında aslî veya özerk bir düzenleme yetkisi bulunmamaktadır.