Açıklama:
Yanıt Açıklaması: Bir postmodern düşünür olarak Zygmunt Bauman, modernitenin bütünüyle olumsallığın (şans, çeşitlilik) kontrolüne ilişkin olduğunu ileri sürer. Ona göre, bir düzen rüyasına sahip olan modernite, kontrol etme, düzenleme ve sınıflandırma düşüncesine takılmıştı. Bu duruma bağlı olarak da ulaşılan sonuç düzenlemeler, kurumlar, yasalar ve ahlaki kodlar yoluyla düzen yaratmaya kalkışan bir toplum olmuştur. Modern anlayış doğruluk, adalet ve akıl için evrensel olarak uygulanabilir standartlar belirlerken, göreceliği, belirsizliği ve muğlâklığı bastırmaya çabalamıştır. Bu durum bütünüyle çok asil bir çaba gibi görünürken, bu isteklere ilişkin olumsuz sonuçlar da ortaya çıkmıştır. Örneğin Modernite sınıflandırma yoluyla düzen yaratma faaliyetinde ikili karşıtlıklar üretmiştir (Smith,2005, s.314). Bauman’ın modernliğe yönelttiği eleştirilerin başında modernliğin farklılığı bir suç, daha doğrusu, büyük suç olarak görmesi gelmektedir. Farklılığın modernlikten önce normal bir şey olarak karşılandığını belirten Bauman (2003, s.326), farklılığın, şeylerin ezeli düzeninde var olduğu ve olması gerektiğinin düşünüldüğünü ileri sürmektedir. Hatta farklılık, duygusallık dışı bir şey olarak, bilişsel olarak odaklanılan bir şey değildi. Ona göre insani farklılığın, saklanarak yaşadığı ve bu günahkârlığın lekesinden utanmayı öğrendiği birkaç yüzyıldan sonra, bugün, postmodern insan (yani modern korku ve yasaklardan kurtulan modern insan), farklılığı sevinç ve coşkuyla karşılamaktadır. Farklılık postmodern düşüncede güzel bir şey olarak değerlendirilmektedir. Modernliğin düzen arama anlayışına, tekdüze bir biçime sokma çabalarına yoğun eleştiriler getiren Bauman, sorun çözmekdeki en çarpıcı başarıların çözüm gerektiren sorunlar toplamına yenilerini eklemekten başka işe yaramadığını ileri sürmektedir. Ona göre bu durum belki de, tüm modern toplumların en bariz göstergesi olan düzen arayışı ve müphemlikle mücadelenin en bıktırıcı ama kaçınılmaz iç çelişkisidir (Bauman, 1998, s.209). Doğru cevap C'dir.