Ortaçağ Felsefesi 2

Yanıt Açıklaması: İbn Sina, Farabi ve Kindi’den farklı olarak kutsal akıl kavramını gündeme getirmiştir.

Yanıt Açıklaması: İbn Sina’nın psikolojik akıllar hiyerarşisinde yer almayan Beyani akıldır.

Yanıt açıklaması yok

Yanıt Açıklaması: Gazzali, kitabını kaleme almadan once çoğunlukla İbn Sin’in eserlerini incelemiştir.

Yanıt Açıklaması: Adudüddin Îcî’nin, Fahreddin Râzî çizgisini izleyerek kaleme aldığı el-Mevâkıffî ilmi’l-kelâm, başta Osmanlı medreseleri olmak üzere bütün İslam dünyasında yüzyıllar boyu ders kitabı olarak okutulmuş ve bazı İslam ülkelerinde hâlâ okutulmaktadır. Îcî’nin üslup bakımından bir kelâm ve felsefe terimleri sözlüğü veya ansiklopedisi niteliği gösteren bu eseriyle felsefe sorunlarının kelâmın yapısına dahil edilip içselleştirilmesi süreci tamamlanmış oluyordu.

Yanıt Açıklaması: “Felsefe” ve “hikmet”i eş anlamlı terimler olarak kullanan Ibn Sînâ’ya göre en genel anlamıyla felsefe “insanın, eşyanın yahut bütün var olanların hakikatine vâkıf olmak suretiyle yetkinleşmesi”dir.

Yanıt Açıklaması: Gazzâlî öncelikle felsefi ilimleri kendi amacı ve yöntem anlayışı doğrultusunda matematik (riyâzî), mantık, fizik (tabîî), metafizik (ilâhî), siyâsî ve ahlakî ilimler olmak üzere altı gruba ayırır.

Yanıt Açıklaması: İbn Rüşd din ve felsefeyi işlev görme açısından karşılaştırmaz.

Yanıt açıklaması yok

Yanıt Açıklaması: Filozofa göre hakikatı arayan gruplar içinde fıkıhçılar yer almamaktadır.

Yanıt Açıklaması: İbn Rüşd ‘’varlık’I ifade etmek için öncelikle Mevcud terimini kullanmayı tercih etmiştir.

Yanıt Açıklaması: İbn Sina teorik ve pratik felsefe arasında ayrım yaparken bir şeyin insanın iradesine ve fiiline bağlı olup olmamasını gözetmekteydi. Böylece örneğin Tanrı, insanın iradesi ve fiilinden bağımsız olarak da mevcuttur ama iyi davranışlar tamamen insanın iradesine ve fiiline bağlı olarak ortaya çıkarlar. Dolayısıyla ilki teorik, ikincisi pratik felsefenin alanına girer

Yanıt Açıklaması: Kelâm, İslam’a yöneltilen eleştirileri cevaplandırma, İslam dininin inanç ilkelerini sistemli ve rasyonel bir şekilde temellendirme, yabancı kültürlerin etkisiyle ortaya çıkan ve toplum hayatında olumsuzluklara yol açma tehlikesi barındıran bidatları etkisiz kılma işlevini üstlenen bir düşünce hareketidir.

Yanıt Açıklaması: “Varlığın” dış dünyada, zihinde, sözde ve yazıda olmak üzere dört mertebesinin bulunuşuna vurgu yapan düşünür Taşköprülü – zâde’dir.

Yanıt Açıklaması: Gazzâlî, filozofları eleştirirken dinî olduğu kadar, epistemolojik, psikolojik, metodolojik ve sosyolojik nitelik taşıyan gerekçelere dayanır.

Yanıt Açıklaması: Gazzâlî, bütün bu ilkelerin ışığında, “hakikati arayan dört grup” olarak nitelediği kelâmcılar, Bâtıniler, filozoflar ve sûfîlerin yöntem ve öğretilerini inceleyip eleştirdiği çeşitli eserler kaleme almıştır. Bu bağlamda filozofların görüşlerini eleştirmek üzere kaleme aldığı Tehâfütü’l-felâsife de onun bu eserlerinden biri ve en çok yankı uyandırmış olanıdır.

Yanıt Açıklaması: Bu İbn Rüşd’ün “varlık” (vücûd) yerine “varolan”(mevcûd) terimini kullanmasının bilinçli bir tercihe dayandığını göstermektedir.

Yanıt Açıklaması: Filozofumuza göre felsefe ilimlerinde alt ilimlerden olan ahlak ve siyaset ilimlerine dair görüşlerinde peygamberler ve sufilerin öğretilerini referans alırlar.

Yanıt Açıklaması: İbn Rüşd’e göre,insanın “gerçek anlamda bilgin” (el- âlim bimâ hüve âlim) olabilmesi için sadece gerçeği elde etmesi yetmez, aynı zamanda onu başkalarıyla paylaşması gerekir.

Yanıt Açıklaması: Gazzâlî apaçık olduğunu söyledikleri de dahil olmak üzere bütün bilgilerini ve bilgi vasıtalarını şüpheci-eleştirici bir tavırla değerlendirmeye tabi tuttu. geçirdi. Önce duyu algılarından kuşku duyan düşünüre göre, duyuların bizi yüz yüze bıraktığı algı yanılmaları ve yanlış verileri akıl gücü fark ediyordu.