Aile İçi Uyumlu Etkileşim

Yanıt Açıklaması: Dünyada 1,5 milyardan fazla yoksulun %70’ini kadınlar oluşturmaktadır

Yanıt Açıklaması: Aile içinde kurulan iletişimde ana-babaların birbirlerine ve çocuklarına karşı kullandıkları hitap sözcükleri sıcak ve sevgi içerikli olmalıdır. Aile üyeleri birbirleriyle konuşurken mümkünse ses tonunu yükseltmemeli, eleştirel dil kullanmamalı “sen zaten” ya da “ama” gibi sözcüklerle cümlelere başlamamalıdır. Bu sözcükler olumsuz bir durumu ortaya koyacak sözcüklerdir. Kullanılan sözcükler karşıdaki kişiyi yücelten, değer veren, onun ne kadar mükemmel olduğunu vurgulayan sözcükler olmalıdır. Ana-babalar, çocuklarına onları yücelten sözcükler kullanmanın yanında çocuklarını olduğu gibi kabul eden sevgilerinin koşulsuz olduğunu gösteren söz, tavır ve davranış içinde olmalıdır

Yanıt Açıklaması: Ailelerin, çocukların benlik saygılarını olumsuz etkileyecek bazı sözlerden kaçınmları gerekmektedir. Ailelerin söylemekten kaçınması gereken söylemlere şöyle örnekler verilebilir: Siz çocuklar… Ne kadar tembelsin… Bu sana göre bir iş değil! Aman sen deneme… Seni dinlemiyorum. Ablan hiç böyle davranmazdı. Şu çocuk o kadar yoksulluk içinde bile… Ben çocukken… Sen kim olduğunu zannediyorsun? Sen zaten her zaman… Sen hiçbir işi doğru dürüst yapamaz mısın? Bütün söylediklerim bir kulağından girip öbür kulağından çıkıyor. Sen kendini zeki mi zannediyorsun? Ölümüme sen neden olacaksın. Bana ne yaptırdığını görüyor musun? Bunu hiçbir zaman başaramayacaksın. Senin yüzünden başım ağrımaya başladı.

Yanıt Açıklaması: Genç yetişkinlik dönemi duygusal tepkilerin saldırganlığın üst düzeyde yaşandığı dönemlerdir.

Yanıt Açıklaması: Ebeveynlerin boşanmasının çocuklar üzerindeki etkisinin yetişkinlikte de devam etme nedenlerine yönelik olası açıklamalar üç alanda toplanmaktadır. Bunlardan birincisi olan sosyalleşme modeli , boşanmanın olumsuz etkilerini tek ebeveynli ailelerdeki yetersiz düzeydeki öğrenme yaşantılarına bağlamaktadır. Boşanma, çocuk ve bir­likte kaldığı ebeveyni arasındaki ilişkinin niteliğini ve niceliğini düşürmektedir. Aynı zamanda, bu ebeveyn­lerin çoğu bir işte çalışmakta ve çocuklarına ayırdık­ları zaman ise çok sınırlı olmaktadır. Ebeveynin des­teğindeki ve ilgisindeki azalmalar akademik başarının ve kendilik değerinin düşmesine, problemli davranış­ların ise artmasına yol açmaktadır. Açıklamada da görüldüğü gibi sorunun doğru cevabı “d” seçeneğinde görülen “Sosyalleşme modelidir.” Çünkü boşanmanın olumsuz etkilerini tek ebeveynli ailelerdeki yetersiz düzeydeki öğrenme yaşantılarına bağlayan model sadece “Sosyalleşme modelidir.”

Yanıt Açıklaması: Koruyucu anne baba tutumunun çocuğun kişilik gelişimi üzerinde kalıcı etkileri: Çocuk aşırı duygusal olur. İleri yaşlarda bile etrafına bağımlı olarak yaşamak gereğini duyar. Kendi ayakları üzerinde durabilecek hale gelmesi uzun yıllar alır. Çocuk toplum içinde kendi başına iş yapma cesaretini gösteremez. Çocuk anne babasından ayrı kalmakta zorlanır. İleri yaşlarda bile sürekli olarak anne babasını yanında ister.

Yanıt Açıklaması: Deneyim, öğrenme biçimi, bilgi düzeyi ve eşik değeri alıcının (hedefin) bir özelliğidir. Postür ise sözsüz iletişimin gerçekleşme yollarından biridir. Zira sözsüz iletişim sözcükler yerine semboller yoluyla kurulan iletişim biçimidir ve kişiler arası mesafe, yüz ifadesi, göz teması, beden ifadesi, postür, jestler, fiziksel dokunuş, ses tonu gibi çeşitli davranışlar yoluyla gerçekleşir.

Yanıt Açıklaması: Seçeneklerin tamamı boşanmanın kısa süreli etkileridir. Doğru yanıt E seçeneğidir.

Yanıt açıklaması yok

Yanıt Açıklaması: Gevşek anne baba tutumu “Çocuk Merkezli Aile” olarak da bilinir.

Yanıt açıklaması yok

Yanıt Açıklaması: Aile yapısından kaynaklanan risk etmenleri; Kalabalık ve az odalı evlerde yaşayan çocukların ihmal ve istismara uğrama olasılığı yüksektir.

Yanıt Açıklaması: 3-5 yaş; Bu yaş döneminin bir diğer özelliği cinsel kimlik sürecinin gelişmeye, çocukların, kendilerinin kız ya da erkek olduğunu fark etmeye başlamasıdır.

Yanıt Açıklaması: Çocukların benlik saygılarını kazandıracak bir dil kullanma. Çocuklarda benlik saygısını kazandırmada kullanılan cümleler, sözler oldukça önemlidir. Aileler kullandıkları sözlerin ve cümlelerin yanında beden dillerine de dikkat etmelidirler. Ses tonu, gülümseme ve sarılma çocuğa söylenenlerin etkisini artırmaktadır. Olumlu duygularını onlarla paylaşmak amacıyla; Seninle oyun oynamaya bayılıyorum. Sana kitap okuma çok hoşuma gidiyor. Yaşamıma ne kadar neşe kattığını biliyor musun? Bugünü seninle geçirmekten çok mutluyum. İfadeleri kullanılabilir.

Yanıt Açıklaması: Yaşam döngüsü analizi, Paul Glick’in (1947) tanımladığı ve zaman temelli önemli yaşam döngülerine ait demografik bilgiye dayanmaktadır. Buna göre bu anahtar olaylar: ilk evlilik, ilk çocuğun doğumu, son çocuğun doğumu, ilk çocuğun evliliği, son çocuğun evliliği, eşin ölümü ve geride kalan eşin ölümüdür. Doğru cevap C seçeneğidir.

Yanıt Açıklaması: Takdir ettiklerini göstermek amacıyla; Benim için çok önemlisin çünkü… Ne kadar yaratıcısın, şu yaptığına bak. Başkalarını incitmemek için çaba harcaman çok güzel. Senin…e yeteneğin var.

Yanıt Açıklaması: Faydacı değere sahip aileler yaşlılıklarını güvenceye almak için erkek çocuklarına değer verirler. Yaşlandıklarında çocuklarının kendilerine bakmasını beklerler. Bu anlayışa sahip aileler aynı zamanda çocuklarından ekonomik olarak da yarar elde etmek isterler. Çocukların aileye maddi bir getirisi vardır. Çocuk sayısı arttıkça maddi getiri de artacaktır. Ne kadar çok çocuk varsa o kadar fazla gelir olacaktır. Bu aileler genellikle kırsal kesimde yaşayan, tarımla uğraşan düşük sosyo-ekonomik düzeye sahip ailelerdir. Bu ailelerde erkek çocuk tercihi daha fazladır. Erkek çocuklar aynı zamanda aileye ekonomik getiri sağlayacak kişilerdir. Psikolojik değere sahip ailelerde çocuklardan alınan zevk ve mutluluk ön plandadır. Çocuklar büyütülürken alınan haz, çocukların büyüme sürecinde ortaya koydukları davranışlar ve bu davranışlarda yaşanan ilkler, eşlere tarifsiz mutluluklar yaşatır. Böylece ailede sevgi atmosferi gelişir. Psikolojik değerde çocuk sayısının azlığı önemlidir. Bu tür aileler refah seviyesi yüksek daha çok kentlerde yaşayan ailelerdir.

Yanıt Açıklaması: Sheltzer (1994) boşanmanın kısa süreli üç olumsuz etkisinden bahsetmektedir. Birincisi, çocuklar boşanmanın ardından duygusal olarak üzüntülü ve sıkıntılı olurlar. İkincisi, çocuklar ebeveynlerinin arasında kalmaktan dolayı kendilerini kaygılı ve depresif hissederler. Sonuncu etki ise, çocukların okuldaki davranışları ve okul başarısının olumsuz etkilenmesidir. Doğru cevap B'dir.

Yanıt Açıklaması: Başarılı Yalnızlar: Bu bireyler boşanmış grupların %10’unu oluşturmaktadır ve uyumlu, özgüvenli ve sosyal becerili özellikler sergilemektedir. Başarılı kariyer, aktif sosyal yaşam ve geniş ilgi örüntüsüne sahiptirler. Fakat güçlenenlerin aksine, başarılı yalnızlar hayatlarını birileriyle paylaşmakta isteksizdirler.

Yanıt Açıklaması: Boşanmanın ardından çocukların genelde anneleriyle yaşamaya başladıkları görülmektedir. Velayeti alan anneler, boşanma öncesi gelirlerinin dörtte biri ila yarısını kaybederken, velayeti alan babalar sadece onda birini kaybederler.