Açıklama:
Yanıt Açıklaması: T.C. ANAYASASI 1982 tarihli Türk Anayasası getirmiş olduğu düzenlemeler ile sosyal dengeyi sağlamayı, zayıf durumda olanların korunmasını gerektirici düzenlemelerin yapılmasını da amaçlamaktadır. Koruyucu devletin, zayıfların güçlüler karşısında ezilmesini ve sömürülmesini engellemeye çalışan devletin sosyal devlet olduğu kabul edilir. Bu çerçeveden bakıldığında, Anayasa’nın sosyal devlete ilişkin hükmü ile çalışma yaşamının denetlenmesinin teorik ve pratik alt yapısını oluşturan bir ilkeyi benimsediği söylenebilir. Bu ilke Anayasa’da şu şekilde ifade edilmiştir; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.”(mad.2). Anayasadaki sosyal devlet ifadesi, geçtiğimiz yüzyılın “jandarma devlet” anlayışından devleti uzaklaştırır. Devlet artık savunma, adalet ve asayişi temin görevleri yanında ekonomik hayata da müdahale eden bir şekle bürünmüştür. Bu anlayışın ekonominin doğal kanunlarının işleyişini bozacağı iddia edilen görüşlere karşı bir duruş sergileyen korumacı anlayış içersinde olduğu görülür (Tunç-Bilir ve Yavuz, 2011, s.75). Devletin korumacı bir anlayışa sahip olması gerekmektedir. Aksi takdirde güçlü olanın her şeyi yapabileceği, güçsüz olanın ise korunmasız, üstün sermaye karşısında savunmasız kalacağı bir düzenin varlığı kaçınılmazdır. Bu görüş açısından bakıldığında genel hatları ile sosyal devlet anlayışının korumacı karakteri çalışma yaşamının denetlenmesinin temel altyapısını oluşturmada çok önemli bir katkı sağlamaktadır. Ancak zaman içersinde sosyal devlet anlayışından vazgeçilip, liberal anlayışın daha hâkim kılınma çabalarının arttığı, küreselleşme ve küresel gelişmeler iddialarıyla sosyal devletin yerine liberal-kapitalist sistemin ikame edilmeye çalışıldığı da görülmektedir. Bu gelişmelerin soysal devleti, başka bir deyişle korumacı ve gözetici devleti tasfiye çabaları olduğu gözden kaçırılmadan çalışmalar devam ettirilmelidir. Anayasa değişiklik çalışmalarının yapıldığı bu dönemlerde özellikle sosyal devlet anlayışına yönelik, onu tasfiye amaçlı çalışmaların ve çabaların başarılı olmaması için içten gayret gösterilmelidir.