Açıklama:
Yanıt Açıklaması: Beslenmenin Reddi Beslenmenin reddi, açlık grevi şeklinde olabileceği gibi intihar ya da akıl hastalığı nedenlerinden biri ile de gerçekleşmiş olabilir. Bunu göz önünde bulunduran yasa koyucu 5275 sayılı CGTİHK m.82’de üst bir terim olarak “hükümlünün kendisine verilen yiyecek ve içecekleri reddetmesi” terimini kullanmış olup bunu “beslenmenin reddi” şeklinde ifade etmek de mümkündür. Ancak beslenmenin reddi nedenlerinden çoğunluğunu açlık grevlerinin oluşturduğu söylenmelidir. Ret, bir şeyin bilinerek ve istenerek kabul edilmemesi olup iradi bir davranışı ifade etmektedir. Beslenmenin iradi olarak reddi ise iki sebebe dayanır: Protesto ve İntihar. Muayene ve Tedavinin Reddi Bir sağlık sorunu olup da muayene ve tedaviyi reddeden hükümlülerin sağlık veya hayatlarının ciddi tehlike içinde olması veya ceza infaz kurumunda bulunanların sağlık veya hayatları için tehlike oluşturan bir durumun varlığı hâlinde isteklerine bakılmaksızın kurumda, olanak bulunmadığı takdirde derhâl hastaneye kaldırılmak suretiyle muayene ve teşhise yönelik tıbbi araştırma, tedavi ve beslenme gibi tedbirler, sağlıkları ve hayatları için tehlike oluşturmamak şartıyla uygulanır (CGTİHK m.82/3). İntihar İntihar, kişinin kendisini bilerek ve isteyerek öldürmesidir. İntiharda ölüm hızlı olabileceği gibi yavaş da gerçekleşebilir. Bu nedenle ölümün hızlı olması intiharın ayırıcı unsuru değildir. Yine intihar kişisel ve aktif bir davranışla olabileceği gibi bireyin yaşamın tehlikelerine karşı sahip olduğu negatif ve pasif bir tutumla da olabilir. Psikiyatrik açıdan ise intihar insanın öz benliğine yönelmiş bir saldırı ve yok etme eylemidir. İntihar tamamlanmış olabileceği gibi teşebbüs aşamasında da kalmış olabilir. Cezaevi yaşamı ve uzun süre cezaevinde kalmak hükümlüde kişilik değişikliklerine de neden olabilir: Kendini işine verememe, sosyal geri çekilme, depresyon, zarar verme semptomları gibi. Depresyon, hükümlüyü intihara sürükleyen en önemli etkendir. Bunun yanında sosyal sebepler, taklit ve telkin, acı, onursuz bir yaşam ya da yoksulluk gibi hâllerden kendini koruma hissi ya da cinsel duygular hükümlüyü intihara yöneltebilir.İntihar tehlikesi öncelikle tutukluluk esnasında, tutuklanmanın şoku altında ortaya çıkan gelecek belirsizliği, terk edilmişlik ve yalnızlık duygusunun bir sonucudur. Bu yönüyle intihar tehlikesindeki tutuklu ya da hükümlünün tek kişilik odaya değil müşterek odaya konması gerekir. Öte yandan öldürme ve cinsel saldırı suçları gibi yüksek ceza beklentisinin de intihar girişimlerini artırmakta olduğu söylenmelidir. Cezaevi Alt Kültürü ve Cezaevilileşme Hiçbir ülkenin cezaevi yaşamı diğerine benzemez. Cezaevleri bulundukları toplumu ve onun kültürünü yansıtır. Bununla birlikte cezaevlerine özgü, ayrı bir alt-kültürün varlığından da söz edilir. Gerçekten hükümlülük, cezaevlerinin kendine özgü koşulları nedeniyle bir alt kültür karşı düzeni, organizasyonu meydana getirir. Bu alt kültür, kendi âdet, alışkanlık ve geleneklerinden hatta kendi dilinden oluşur